ben
Gloria Jean's de uzun çekim americano kahve içmeyi çok severim.
çok severim
şuan da
Sammy çekirdeği üzerine javascript ile plugin yapısı.
yapıyorum
en son
turkcell - gncplay, kartaca çatısı altında çalışmak yorucu ve zevkliydi.
yaptım

Keskin kavşaklardan dönerken türkiye, soramadı medya; doğru ne yanlış ne ? ve bunu soranlara ne olacak ? http://bit.ly/12btD3c

Pidgin Facebook Chat Ayarları ( Güncel )

Emrah TOY

Tarih : 06-10-2010
Kategori : Güncel Yazılar, Ubuntu

0

Yorum

pidginEmpathy fazlasıyla böcekli ve insanı sinir eden cinsden kullanılırlılık açısından fakir olunca eski dost Pidgin’e yeniden yüzümü çevirmiş bulundum. Bilindiği üzere artık Ubuntu ile varsayılan olarak Pidgin değil Empath IM geliyor ancak Pidgin’i Synaptic paket yükleyicisi yada Ubuntu Software Center ile yükleyerek herhangi bir sıkıntı yaşamadan kullanabiliyorsunuz hatta Empathy’i tamamen kaldırabilirsiniz. Tüm durum faaliyetleri ve Gnome indicator özellikleri çalışmaya devam ediyor.

Pidgin’e geçiş yapınca Facebook Chat desteği sunan Empathy’i özler oldum ama mutlaka bir eklentisi vardır diyip Pidgin için Facebook Chat’i araştırmaya başladım. Önce bir kaç eklentiye denk geldikten sonra farkettim ki aslında Facebook XMPP protokolü ile chat imkanı sağlıyor ! Bu konuyu 10 Şubat 2010 tarihli şu haberde okudum : ” It’s Official: Facebook Chat Available on Other Services “. Netice itibariyle Pidgin XMPP hesapları eklemenize ve yönetmenize izin veriyor bu sayede Facebook Chat’i diğer tüm IM hesaplarınızla aynı anda kullanabiliyorsunuz.

Aslında XMPP protokolünü destekleyen tek IM Pidgin değil  aşağıdaki ayarlar üç aşağı beş yukarı aynı olmak kaydıyla iChat, Adium ve Digsby gibi IM’lar ile Facebook Chat’i kullanabilirsiniz. Gerçi çoğu zaten Facebook’u ayrı bir seçenek olarak sunmaya başladılar yinede favori IM’ınız XMPP protokolünü destekliyorsa onu terk etmek zorunda değilsiniz.

Pidgin Facebook Chat ayarları ise şöyle :

Öncelikle Facebook kullanıcı adı aldığınıza emin olun. Çünkü buna ihtiyacınız olacak. Eğer yoksa buraya tıklayarak alabilirsiniz.

1. Pidgin’i açın ve menüden “hesaplar”a tıklayın sonrasında “hesapları yönet” bölümüne girin son olarak yeni hesap eklemek için “ekle” tuşuna basın.
2. Karşınıza çıkan ekranda “protokol” için “XMPP” seçin.
3. Kullanıcı adı kısmına Facebook kullanıcı adınızı yazın.
4. Domain kısmına chat.facebook.com yazın.
5. “kaynak yada resource” olarak geçen kısma Pidgin yazın.
6. Şifre kısmına Facebook şifrenizi girin.
7. “Gelişmiş” sekmesine tıklayın ve SSL/TLS ile ilgili tüm kısımların işaretlenmemiş olduğuna emin olun.
8. “Ekle” tuşuna basın ve işlemi sonlandırın.

Artık Facebook Chat keyfini Pidgin üzerinden sürebilirsiniz ! 🙂

Etiketler : ,

Ubuntu 10.04 upgrade ve XP boot problemi ( Grub2 )

Emrah TOY

Tarih : 04-05-2010
Kategori : Güncel Yazılar, Ubuntu

0

Yorum

Ubuntu 10.04 LST sürümünden itibaren artık Grub2 kullanıyor ancak kendi başıma da geldiği için yaptığım araştırmalarda pek çok kişinin varolan xp partisyonu ile ilgili boot edememe problemi yaşadığını gördüm. Sebebi konusunda detaylı inceleme yapmadım açıkcası ancak çözümü zor değil.

  1. Ubuntu üzerinden xp partisyonunu kontrol edin NTFS görünüyor yahut Silinmiş görünüyor ise dert etmeyin, sadece partisyonun orada olup olmadığından emin olun. Hiç bir işlem yapmadan partisyon yöneticinizden çıkın.
  2. Bir XP cdsi bulun ve onunla boot edin.
  3. Kurulum basamaklarında yeni bir kurulum ve kurtarma seçeneği sunulduğunda ‘R’ ile kurtarma komut satırına geçin.
  4. fixboot komutunu verin.
  5. Bilgisayarınızı yeniden boot edin.
  6. Grub menüsünden XP’yi seçtiğinizde artık çalışacaktır.

Eğer Grub menüsünde XP partisyonunuz görünmüyorsa sürüm yükseltme sırasında tespit edilememiş olabilir bunu düzeltmek için şu işlemleri yapabilirsiniz.

  1. Ubuntu recovery mod ile açılış yapın.
  2. Grub upgrade seçeneğini seçip partisyonların taranmasını sağlayın.
  3. Bu işlem sonucunda boot menüsü partisyonlara göre yeniden oluşturulur.
  4. Bilgisayarınızı yeniden boot edin, XP partisyonunuz görünür hale gelmiş olmalı.

Bazen…

Emrah TOY

Tarih : 04-05-2010
Kategori : Güncel Yazılar, Kategorilenmemiş

0

Yorum

Seninle tartışırken bir bakıyorumki seninle değilde özlemekden artık kızgın hale gelmişim o yüzden tartışıyorum… Yani çok özlüyorum seni… Bazen aslında şimdi burada olmalıydı her zamankinden çok ihtiyacım var ona diyorum, sonra susuyorum çünkü çocukluk ediyormuşum gibi geliyor. Bazen korkuyorum unutucam kokunu gülüşünü diye gözümde büyüyor ayrı geçecek olan zaman.

Ben çok söylemem belki ama bilirmisin kalbim geniştir çok şey biriktiririm ?, tamam köhnedir hatta bazen çatısı akar ama senindir, sen olunca güneş dolar içine, elin tenime değince atmaya başlar, akrebi yelkovanı hep seni sen geçeyi gösterir bize iyi geceler der o güzel yorgan senin sayende mis gibi kokar, senin boynuna iki öpücük kala uyurum hep, hem sabaha borcum olsun öpücüklerim olsun ki gitme benden önce çıkma yatakdan diye.

Etiketler :

Şiddeti anlamak, Kim katil kim maktül ?

Emrah TOY

Tarih : 02-04-2010
Kategori : Güncel Yazılar

0

Yorum

Başak AYDINTUĞUzunca süre bana desteğini esirgemeyen ve hala hayatımın her anında desteğini yanında hissettiğim, uzak akraba ama yakın abim Psikolog Cem ASLITÜRK’ün bir yazısı geldi bugün eposta adresime. Okudukça hayatımdan kareler gözümün önüne gelmesi ve hissettiğim duygular bu yazıyı paylaşma isteği oluşturdu. ( Türkçe karakterler problemli olsada okunurluğu bozmuyor ).

Degerli Dostlar, Prof. annesini bogazini keserek olduren Basak AYDINTUG un yazdiklarini Adem Solak Şiddeti Anlamak (Cezaevi Görüsmeleri) adli kitabinda yayinlamis. Bakin Basak neler demis;

Şiddet sadece egitimle ilgili bir olgu olamaz. Insanlarin nasil yetistigi, yetisirken neler yasadigi, hayata nasil baktigi, iç dünyasindaki denge ve dengesizliklerin neler oldugu önemlidir. Bir de son anda insan yasantisindaki olaylara bakmak gerekir. İçinizde firtinalar, korkular, acilar varsa ve onlarla bas etme gücünüzü bir an bile yitirirseniz, hayatin anlamini da yitirirsiniz ve o an gözünüz kararir. Gözünüzle birlikte ruhunuz, akliniz kararir; her sey kapkaranlik olur… İnsan egitim düzeyi düsükken de, yoksulken de mutlu olabilir. Ben babaannemle dedemin yaninda büyüdüm. Anne, baba eve gece 11 den önce gelemedigi için öyle bir karar verilmis. Ben annemi anne, babami baba olarak bilemedim. Onlarin beni sevip sevemedigini hiç anlayamadim; belki de bu nedenledir, bende onlari sevdigimi hiç hissedemedim. Ancak, bu dava sürecinde babamla yakinligim artti ve son zamanlarda beni sevdigini düsünüyorum. Büyükanne ve büyükbaba ile yasamak beni yetiskin biri gibi yapti hep. Çocuklugumu yasadigimi hatirlayamiyorum. Bir yandan hep kendimi büyük gibi hissettim; diger yandan, bir yanim (belki de en çok duygu dünyam) sanki hep çocuk kaldi. Mizaç olarak uysal ve büyüklerinin her dedigini yapan birisiyim. “Yapamam” deme gibi bir sansim yok; istemesem de yaparim. Benden, arzu etmedigim bir sey de istenmis olsa, hayir diyemem; nefret ede ede yaparim. Öyle yetistirildim. Çocuklugumda belli zamanlari anne ve babamin yaninda geçirmek zorundaydim. Bu benim istemedigim ve mutsuz oldugum durumdu. Çünkü onlar hep kavga ederdi. Sürekli tartisir, itisirlerdi. Annem çogu zaman eline geçen ne olursa babama firlatirdi. Evde bir kenari kirik olmayan tava yoktu. Çocuklugumdan beri evimizde tanik oldugum manzara beni hep korkutur, tedirgin eder, derinden üzerdi. Bagirti, hakaret, itisme, kalkisma, firlatma… Elimden bir sey gelmedigi için köseme çekilir, korku ve endiseyle sakinlesmelerini beklerdim. En çok annem olmak üzere, anne – babam birbirlerine çok agir sözler söylüyorlardi. Annemin sözleri agza alinacak gibi degildi. Benim asla anlamayacagim bir sekilde, babamdan nefret ediyordu. Bazen de babama olan öfkesini bana kusuyordu. Babama ve bana kendimi bildim bileli hep küfürlü konusurdu. Annem ayni zamanda bir laf cambaziydi. Onunla kimse bas edemezdi. C.I.A. saflarinda psikolojik iskenceci olarak çalismaliydi. Tüm yikici özelliklerini babamin ve benim üzerimde denemekten hoslaniyordu. Ben, bu yüzden hep psikolojik aci çekerek büyüdüm. Baska insanlar onu sirin ve sempatik bilsin diye, gayret gösterirdi. Evinde farkli, disarida çok farkliydi. Onun gerçek yüzünü babam ve ben bilebilirdik ancak. Evimizde sürekli bir savas hali vardi. Evde esyalarin havada uçusmasi ve tabaklarin kirilmasindan çok, küfür dolu sözler beni ürkütürdü. Her sey benim yanimda oluyordu. Çocuktum ve olan bitenlerden çok korkuyordum. Ben hayatin öyle olduguna karar vermistim artik. Çünkü annem de babam da benim gibi, evlerinin tek çocuklariydi. Amcam, teyzem, halam, dayim olmadigi için baska aileler nasildir, hiçbir zaman bilemedim. Benim kendi dünyam, annemin babamin ayri ayri kendi dünyalari vardi. Ancak en anlamadigim sey, annemin iki ayri kisilik sergilemesiydi. Babamla savas halinde iken, o sirada telefonu çalsa, arayan kisiyle gayet nazik, sicak, samimi bir sekilde konusabilirdi. Böyle davranmasi beni hem çok sasirtir, hem de deli ederdi. O iyi yüzünü neden bize göstermiyordu, anlamiyordum. 2004 yilinda annem, babam kendi aralarinda bosanma karari almislardi. Bir gün beni aralarinda oturtup ayrilma kararlarini birlikte açikladilar. Hallerinden üzülecegimi, yikilacagimi sandiklari belliydi. Oysa, bu karari duymak beni çok sevindirmisti. Artik birbirlerini kirip dökmeyecekleri için mutluydum. Keske böyle bir karari çok önceden almis olsalardi. Ayrilik sürecinde anladim ki, annem blöf yapmis. Bir geri dönüs de olamadi. Ayrildiklarindan iki yil sonra 2006’da babam baska bir kadinla evlendi. Ayrilik ve sonrasi durum annemi daha da asabilestirdi. Artik tüm öfkesini bana kusuyor; nefes almam bile sorun oluyordu. Kullandigi kötü ifadelerinin dozunun artmasi, çirkin sözlerinin daha da agirlasmasi beni giderek boguyordu. Ruhum aciyor, gözüm karariyordu onun yaninda. Benim agzima alamayacagim ama olaydan sonra kismen basinda yer alan alçaltici sözleri, kisiligimi yerle bir ediyordu; dayanamiyordum. Sonra o kötü olay oldu… Ne tuhaftir ki, ilk günler cezaevi bana cennet gibi geldi. Kendimi, hiç olmadigim kadar özgür hissettim. Rahatladigim, zincirlerimden kurtuldugum duygusunu yasadim. Ben içimden geleni söylüyorum. Bunlari anlamanizi beklemiyorum. Kimsenin anlayacagini da sanmiyorum. Ben tek çocuktum ve her seye tek basina katlanmak zorundaydim. Duygularimi, düsüncelerimi, zorluklarimi, acilarimi paylasacak birileri olsaydi, belki o denli bunalmaz, zorlanmaz, bogulmazdim. Bilmiyorum. Anlatamiyorum. Egitim adina, ders adina, bilim adina bir yerlere ve birilerine yarari olacaksa, bütün bunlari ve daha fazlasini yazmak, sizin çalismalariniz yoluyla toplumla paylasmak isterim. Geri dönüp baktigimda sunu görüyorum; annem, babam, bana ihtiyacim olan sevgiyi hiçbir zaman vermediler. Ben de onlari sevmedim. Onlarin beni sevdiklerine de hiçbir zaman inanmadim…

Her bir üyenin kazanmak ve kendini korumak için yaptığı ama herkesin kaybettiği bu mücadelede kim kurban kim katil?.. Bu ailedeki ruhların yaşadığı ıstırabın büyüklüğünü tahmin edebilir misiniz?.. Muhtemelen toplumda saygı ve kabul gören bu ailede yaşamlar boyu aktarılan bir miras yaşanılan bu dram. Ve muhtemelen bu kişiler zaman zaman sağlık kontrollerinden geçtiler ve muhtemelen psikolojik tedavi de gördüler ancak geldikleri nokta ıstıraplı bir yaşamın sonucunda yaşanan bir felaket.

Bilim ve teknolojimiz ‘Ruh’u görünceye ve anlayıncaya kadar insanlığın yaşadığı dramlar sonlanmayacaktır. Temennim insan varlığının ‘özü’nün hissedilmesi, idrak edilmesi ve çocuklarımızın benzer kaderleri yaşamaması için başkalarının yaşadıklarından da ders alabilmemiz.

Cem Aslıtürk – Psikolog

web : www.ailedanismamerkezi.com www.ebg.com.tr
telefon : (0232) 465 1 339 – (0506) 531 0 339
e-posta: bilgi@ailedanismamerkezi.com
adres : Mimar Sinan Cad. 1404 Sokak Yıldır Apt. No:17 K:2 D:4 Alsancak 35220 İZMİR

Cnetturkiye.com yeni yayın döneminde APC ve Memcache üzerine

Emrah TOY

Tarih : 22-03-2010
Kategori : Güncel Yazılar, Yaptığım işlere dair, Yazılım

0

Yorum

Çalıştığım firma çatısı altında cnetturkiye.com‘un teknoloji ve haber sitesinin yenileme çalışmalarını tamamladım ve yeni hali ile sanıyorum 2 haftadır yayında.

Kimi bölümleri açıldı ( Editör yorumları ve Download ) kimi bölümlerinin içerik hazırlıkları ise devam etmekde.

Site kodlarının tamamı ( Server Side ) Php ancak elbette ( Client Side ) kullanıcı tarafında Javascript kullanıldı.

Farklı olarak server üzerinde Memcache ve APC aynı anda farklı işler için kullanıldı. Genellikle bu durumla çok sık karşılaşılmaz ancak ufak performans kayıplarını bile göz önüne aldığınızda bu özel durumun önemi daha fazla ortaya çıkıyor. Aşağıdaki tablo size bu farka ve gerekliliğe dair bir fikir verecektir.

Memcache APC
Sabit değişken hızı
Eğer yoksa bağlantı beklemesi ve network üzerinde güncel hali araması dezavantaj oluyor.
Hızlı
Bağlantı gerekliliği
ve
Load Balancing
Var
Network olarak dağıldıkça tepki hızı düşebiliyor ve dezavantaj olabiliyor
Yok
Array ve Obje desteği Array’ler de hızlı
Ancak objeler bilhassa her çağırıldığında yeniden yaratılıyor ve APC tarafından tekrar işleniyor.
Objeler de hızlı
Opcode cache gücünü gösteriyor. Ancak On the fly yaratılan Array’ler söz konusu olunca Memcache daha hızlı.

Cnettürkiye.com için çalışırken APC’yi özellikle sabit değişkenlerde objelerde ve Cache süresi çok uzun sürecek Array’lerde kullandık. Memcache’i ise geçiçi olarak yada gerçek zamanlı yaratılan Array’lerin kısa süreli cache ihtiyacı doğduğunda kullandık.

Sonuç bizim için verimli oldu henüz tam gücünü göremesekde ilerleyen zamanlarda yoğunluk hallerinde bize sağlayacağı faydaları şimdiden öngörebilmek mümkün.

Sizlerde benzer bir durumda kalır ve benzer niteliklerde bir setup ile çalışırsanız umarım tecrübelerinizi paylaşırsınız.