Emrah TOY

Tarih : 28-05-2011
Kategori : Güncel Yazılar, Kişisel

0

Yorum

Şöyle uzanmışsın yeşilliklere, hatta sarı çiçeklerin tam içine, kır ve orman havası çekiyorsun ciğerlerine. Belki yürüyorsun yolda bir kadın geçiyor yanından parfümü şahane,  tebessümle bakıyorsun ardından. Yada çıkmışsın yatağından pencerene yürüyorsun güneş tenini okşuyor ve gözlerin gülümsemene eşlik etmiş merhaba diyor gökyüzüne. Hiç olmadı eve geliyorsun, bir yemek kokusu ama ne koku başını döndürüyor baharatların dansı.

Hepsi kulağa ne hoş geliyor dimi ? Oysa ki benim için birer cehennem azabı olabiliyorlar.
Çünkü alerjim var.

Malesef henüz tespit edilemedi tam olarak neye karşı alerjim olduğu. 3 Yılda bir kontrole gitmem önerildi en son ve öyle de kaldı. Histamin hormonumda fazlalık gözlendi bir nebze ona bağladı. Sonrasında psikolojik etkenler olabilir dendi. Bana kalırsa kesinlikle çok etkiliyor yaşadıklarım alerjimi. Bazen yaşantıma dair bir savunma mekanizması olabilir mi diye düşünmüyor değilim hani.

İş konusunda ise yükler daha da ağırlaşıyor. Düzenli mesai ve saatlere uyamıyorum. Çünkü hemen hemen her sabah hasta uyanıyorum ve toparlanmak için kendimle ilgilenmeliyim. Uykularımdan pek verim aldığım söylenemez bu sebeple daha erken kalkıp en azından güne normal saatlerde başlayamıyorum. Diyelim ki başladım, gerisi güllük gülistanlık gitmiyor malesef. İş yerindeki toz, koku, tuvaletler, yoldaki insanların parfümleri, güneş, keskin ışıklar, rüzgar, yeni kesilmiş ot yada ağaçlar ve daha niceleri keyfime ot tıkıyor. Bu sebeple düzenli bir iş mesaisi yakalayamıyorum ancak bu iş disiplini edinemiyorum demek değil. Yinede işverenlerden anlayış göstermelerini beklemek bazen zor olabiliyor.

Şöyle bi düşündüm de aslında bu yazıyı yazmamın sebebi bunlar değil. İş arkadaşlarım.

Şu dönem Turkcell’in gncplay.com projesinde görev alıyoruz. Açıkcası çok uzun saatler ve durdurak olmaksızın tatiller dahil çalışıyoruz. Çoğu zaman işe onlardan geç gidiyorum, haftasonları artık vücudum yorulduğundan mı yoksa içsel olarak boş vakit olarak düşünüldüğünden midir bilmem genellikle alerjimin en ağır olduğu dönemler haline geliyor ve çoğu zaman onlar çalışmaya başladıklarında ben toparlanmak için salya sümük meditasyon yapıp ilaç alıyorum.

Bir iş veren, takım şefi, takım arkadaşı gözünden bakarsanız bu durum bir lüks gibi gelebilir ancak işte olmadığım vakti nasıl geçirdiğime dair fikriniz olduğunda algınız tamamen değişir. İşte bu yüzden yazıyorum çünkü bu vakti bir lüks olarak yaşamadığımı ve daha kısa sürelerde aynı iş performansı sağlamak için kendimi zorladığımı da bilmenizi istedim.

Bu konu hep acaba nasıl görünüyor dışarıdan diye takılır kafamda.

İş görüşmelerinde mesela ” ben mesai saatlerinize büyük oranda uyamayacağımı belirtmek zorundayım ” demek  kulağa nasıl geliyor ? Siz bir iş görüşmesi yaparken böyle bir cümle sarfetmenin zorluğunu bilirmisiniz ? Peki psikolojinizden etkilenen alerjinizden iş sırasında etkilenmemek için biraz morale ihtiyacınız olduğunu tüm gün gözünü ekranından ayırmayan arkadaşlarınıza anlatıp bunu anlamalarını beklemek zorunda olsaydınız ? nasıl hissederdiniz ? Diğer ekip arkadaşlarınızın sürdürebildiği hatta sürdürebileceğini bildiği için aralarda molalar kullanarak uzatabildiği çalışma saatlerinde sizin içinizde dinlenmeliyim yoksa alerjim bir bahane bulacak diye içiniz içinizi yese ? nasıl hissederdiniz ?

Normal dediğiniz herşeyi normal bir halde yaşamak için anormal bir hale getirmek zorunda kalsanız ? Mesela gece pencereniz açık kalmak zorunda olsa ? Duşunuzu sıcak suyla alamıyor olsanız ? Güzelim meyveleri yerken sürekli kendinizi yoklamak zorunda hissetseniz ? Gazeteyi şöyle haşırt diye açıp okuyamasanız hatta öyle okuyanlara içten içe bir öfke besler hatta bu öfkeyi kendinize yakıştıramıyor olsanız :), parfümleri, sabunları, şampuanları saymıyorum bile. Ancak sigarayı özel bir yere koyabilirsiniz zira o konuda öfkemi kendime gayet yakıştırıyorum. Akşamları eğlenmeye gidiyorsunuz hani, arkadaşlarınız sizi davet eder. Peki ilk sorunuz sigara içiliyor mu orada olsa ? Yüz ifadelerini görseniz. Bir türlü sosyalleşemendiğinizi söylediğinizde “sende gelmiyorsun ki” deseler.. daha neleeer neleer…

Öyle işte içimden geldi yazdım.

Tüm bunlara rağmen bu hayatta bir mucadelem var, işimde mucadelem var, insanlarla ilişkilerimde mucadelem var, biri olmak ile ilgili mucadelem var ve bence hiçte fena değilim bu işte. Kalın sağlıcakla 🙂

 

 


Bu blogu sevdinse yazacağım diğer yazıları kaçırmamak için RSS aboneliği yapabilir yada Twitter üzerinden takip edebilirsin. Yazılarımı facebook’da paylaşabilir ve arkadaşlarına önerebilirsin.

Etiketler : , ,

Sende de ki;