Emrah TOY

Tarih : 25-03-2011
Kategori : Kişisel

3

Yorum

@Jeaquares ( Kendisi değil )

Bir kız var. ( @Jeaquares ). Aslında bu kız/kadın/insan bir kızda gördüğüm bir çok kız/kadın/yaşam’dan mamül.

Yaşadığımı ve bir parçadan ibaret olduğunu kavrayabildiğim anları o çok daha net iredeleyebiliyor. Tarifi zor.

Benim yaşadığım dönemlere sığıştırılmış olduğunu hayal meyal kavrayabildiğim onca hayat parçasını bir çırpıda yazabiliyor, gözlemleyebiliyor. Empati ve sempati yeteneği müthiş. Onu uyuşturan ve bu özelliğini baki kılan ise sempatinin bir nimeti/cezası. Yaşarsın hissedersin ancak gerçek anlamda tezahür etmez. Kalbin parçalanır hatta bıçağın tenine değini hissederek, ışığın üzerinde nasıl yansıdığını görerek, her anını kesik kesik gözlerinin önüne getirerek kesildiğini bilirsin, üstelik sen daha canlıyken. Ama bir yandan atmaya devam eder bedenindeki kalp onu da bilirsin. Sonsuza kadar yaşamak, geleceği bilmek gibi bir durum.

Biliyorum onun umrunda değil. Hatta müthiş, güzel, beceri dediğim herşeyin üzerine sıçmak isteyebilir.

1 yaşama her insanda başka bir yaşam sığdırmam gibi, o kendi hayatında her köşe başında bir hayat yaşıyor. Son köşeyi döndüğünde gerçeğin sonsuz köşesi olan/hiç köşesi olmayan bir hayat’dan ibaret olduğunu betimliyor. Biraz şizofrenik biraz aşırı doğrucu. Her acıda bir umut sokuşturuluyor sanki yüreğine ben ise her acıdan bir umut doğacağını zaten biliyorum her nedense. Ancak tartışmak istiyorum. Bu öğrenilmiş deneyim midir ? yoksa Orası dediğim yerden gelen/kalan o hisse dair aldanmanın gerçek olduğuna dair vicdanımın koyduğu kanı mıdır şüphe izi bırakan ?

Sen yaz… Ne olur yaz…

Yaz dedim “ona”, sonra farkettim ki ne çok yaz demişim o gibilere. Tek yazmayan ben olmalıymışım gibi. Oysa yazıyorum ancak beceremiyorum. Bu yazıyı da bu yüzden yazıyorum. Yazabilmene hayranım/bayılıyorum dilersen üzerine sıçabilirsin. Hissetmişsindir mutlaka sıçmanın yada yok saymanın acizliğini ve beceriksizliğini, sonra yine kalbine sokuşturulan umut parçasını, bunun için üzgünüm ancak zamanı geldiğinde tüm isyanını görülmemiş gücüyle kusacak olan mağrur bir üzüntü ile.

Sen yaz… Ne olur yaz… Bu sanki bir biçimde çok önemli. Sadece şuan anlatamıyorum sebebini kanıtlayamıyorum önemini. Ama yazmalısın ! Sana “lütfen” demek istiyorum ancak son dönem içerisinde kaldığım, 2 kişiden birinin baktığı anda beni aciz gördüğü, 3ncü gözün bakışıyla bambaşka görünen olaylardan dolayı lütfen diyemiyorum. Zira lütfen kelimesinde sezdiklerime sebep olmandan korkarım.

bitsin bu yazı. Sen yaz… Her nasıl istiyorsan öyle yaz…

Jeaquares‘e ithafen.


Bu blogu sevdinse yazacağım diğer yazıları kaçırmamak için RSS aboneliği yapabilir yada Twitter üzerinden takip edebilirsin. Yazılarımı facebook’da paylaşabilir ve arkadaşlarına önerebilirsin.

Sende de ki;