ben
Gloria Jean's de uzun çekim americano kahve içmeyi çok severim.
çok severim
şuan da
Sammy çekirdeği üzerine javascript ile plugin yapısı.
yapıyorum
en son
turkcell - gncplay, kartaca çatısı altında çalışmak yorucu ve zevkliydi.
yaptım

Keskin kavşaklardan dönerken türkiye, soramadı medya; doğru ne yanlış ne ? ve bunu soranlara ne olacak ? http://bit.ly/12btD3c

10 Aralık Gezegen İzmir buluşması

Emrah TOY

Tarih : 12-12-2011
Kategori : Buluşmalar, Güncel Yazılar, Kişisel

0

Yorum

Gezegen Izmir 10 Aralik

Gezegen İzmir 10 Aralık buluşmasından bir kare

Nerede gördüm hatırlamıyorum muhtemelen Okan yada Onur’un twitlerinden birinden haber aldığım Koordineli Gezegen buluşmaları lafları bir süre sonra adresini buldu ve Facebook üzerindeki Gezegen İzmir grubuna katılmamla birlikte 10 Aralığı beklemeye başladım, bu sırada bulunmasında fayda olacağını düşündüğüm herkese haber verdim.

Ancak daha önce Gezegen dendiğinde aklıma neden IBM ve Linux geldi çok merak etmiştim, sonradan Google ile bakınca sebebi anlaşıldı. Meğer aklıma takılan şey LKD günlükleri ile ilintili gezegen günlükleri imiş. Sanıyorum IBM burada vakti zamanında adresime ulaştırdığı dergisinde bu güncelerden bahsettiği için yer aldı, markaların ve/veya yeni oluşumların isimleşir markalaşırken başkasına fayda sağlamaktan kaçınmaları gerekliliği canlı örneğiyle yaşam buldu resmen.

Son anda çıkan bas-kes işlerinde kullandığım yeni şeffaf sticker 18 force gücünde bana zorluk çıkardığı için buluşmaya 1 saat kadar geç katılabildim. Miko Siesta kafe oldukça güzel bir yer bulmakta zorlanmadım haliyle izmirlilik büyük fayda sağlıyor :). Ancak bahçede oturan kimseyi tanımadığım gerçeği, “çok geziyorsun arkadaş sen bak sektörden çevreden kimseyi tanımıyorsun onlarda seni tanımıyor” dedirtti bana. Velhasıl bara doğru geçip;

-“Gezegen nerede  ?” diye sormamla başladı herşey, saf saf baktı soruyu sorduğum görevli ve
-”Gezegen ? hangi gezegen ?”
-“Buluşma varmış burda gezegen buluşması”
-“Ben duymadım gezegen” içeriye doğru dönerek “Arkadaş gezegen diyo bilen var mı ?” diye sordu kısık ve şüpheli gözlerle bakan garson.
-”Bahçedeler abi” dedi sağolsun ve yönümü bahçeye çevirdim.

Okan’ı görünce içim rahatladı hemen bayan yanından ( Merve ) yer kaptım, sohbete başladık. Ben bu sırada Okan ve Onur’u sürekli karıştırdığımı tekrar idrak etmiş oldum, neden böyle oluyor bilmiyorum.

Önceleri çöken sessizlik zamanla yerini sohbetlere gülüşlere bıraktı, birbirimizi tanıdık, necisin arkadaş diyerek önce sıradan sonra karmaşık düzen tanıştık. Galiba buluşmamızda bir ev sahibi eksikliği var gibiydi, ufak bir liderlik güzel olabilirdi ama böyleside güzel oldu herkes bir şekilde eşit kaynaştı. Tanışık olanlar vardı aramızda ve çoğunluk Ekonomi üniversitesi mezunu arkadaşlardı. Bir kısmımız yurtdışı görmüş bir kısmımız bu eksikten bahsetmek bile istemeyenler grubundaydı 🙂 misal ben. Hep içimde uktedir bir kez daha neler kaçırdığımı anladığımı düşünüyorum, hissi bir mesele aslında. Solumda Merve, 6Q’dan Okan ve tayfası, Hemen karşısında asla kardeş diyemeyeceğiniz 2 sıcak arkadaş onların yanında Iphone uygulamalarından tanıyacağınız bir arkadaş ( Emin ), sırasıyla sektör dışıda olsa aramıza sıcaklığını katan arkadaş ( Tamer ), Hostingci arkadaşlarımız ( Smyrna ), Kurumsal çözüm üreten arkadaşlarımız ( Egegen ) ve benim en çok ilgimi çeken müzik kompozitör diyebileceğimiz bir arkadaş ( Kabraxis ) vardı bu zincirin tamamlayıcı halkası tabiki ben oluyorum :). Çok mu ben merkezciyim ne :D. Adını anmadığım arkadaşlar olabilir ancak isim ve yüzler hakkında ne kadar kötü bir hafızam olduğuna dair ünüm başka türlü yayılmıyor :), şimdiden affola.

Ben her zamanki gibi tam olarak ne yapabildiğimi anlatmakta biraz zorlandım en çokta Merve ile konuşmamızda bu sıkıntıyı çektim ancak sanıyorum kaynaşma aşamasında olduğumuzdan ola geldi. Sonrasında sanıyorum diğer arkadaşlara bunu daha iyi anlatabildim, ben çözüm bulan, ara bulan ısrarcı olan, yapı-çatı geliştiren, araştırma yapan, projeye iş gücü olarak direkt katkı sağlayabilen, projenizi bütünleyen ve ürün çıkarılmasını sağlayan kişiyim, ben adı bilinmeyen danışmandan ziyade herbibokolog şahsın ta kendisiyim oh be 🙂 kolu kol yapan dirsek ekleminin ta kendisiyim :).

Yaptığımız işlerden konuştuk, bir ara masada “hastasıyız” ( Çağhan ) adlı dergi dolaştı, söz konusu dergi göztepe sporun dergisi, Okan’ın da katkılarıyla hayat bulmuş. Açıkcası ben beğendim dağıtım adetleri o an için 2000 ve üzeri idi, vizyonda daha fazlası olduğu kesin. Hazır reklam pariteleri oturmamışken bir sayfa kapsam ajans işlerinde kullanırmıyım diye düşünerek ufak tefek sorular sordum. Aklınızda yerel dergilerin verimliliği ile ilgili olumlu fikirler varsa bence mutlaka bir göz atın. Mesele spor ve d,b,c gruplarından genç kesim beyler bayanlar :).

Oyunlar ve geliştirdiğimiz uygulamalardan konuşuldu, bir ara Iphone ( Ios ) uygulamaları geliştiren arkadaşımızın uygulamalarından konuştuk müzik ve klip içeren uygulamalardaki tam kelimeyi hatırlayamadım ancak tescil/sahiplik durumu konuştuk. Neticede büyüyene kadar kimse birşey demiyor ile noktaladık. Okan’ın 6Q ile yeni fırından çıkan Tombala oyununu ve gelişmesini konuştuk. Yurtdışı kaynaklı bir firmaya bir farklı versiyonunu satabileceklerini söylediğinde hepimiz sanıyorum –“abi ne güzel yaa” dedik :), nazar değmesin.

Bir ara ki bu aralar epey fazlaca sanırım 🙂 domain pazarlama ile ilgili Okan ile 4-5 cümle konuşabildik. Ben bu durumu sevmediğimi her alanda dile getiriyorum genellikle. Tabiki o da kendi açısından haklı bende proje geliştiren kişi olarak tam bir projeye başlayacak iken jenerik bir domainin masraflar haneme 1000$ eklemesinden bir başka arkadaşın katılımıyla birlikte şikayetçi idim. Sırf bu yüzden projeden vazgeçmişliğim bile vardır. Son vazgeçtiğim proje sosyalbaski.com domaini için geçerliydi mesela :). Hemen hemen aynı zamanlarda bakılıp alınmış olması daha bir enteresandı hep domain firmalarının bu konularda haince davrandıklarına dair komplo teorilerim vardır.

Sağ tarafıma doğru Smyrna ve Egegen konukları vardı, onlarla lobi.net den ne güzel proje olur yahu bu izmirde wireless hotspot ile orta ölçekli şirketlerin yedekleme ve upload sorununu çözecek DC yokmu diye dertleştik konuştuk.

Tüm bunların içerisinde en çok konuşmaktan hoşlandığım şey geçmişimde çok özendiğim MOD müzikle ilgilenen ve 64KB yarışmalarına katılımda bulunacak olan arkadaşımdı ( Uğurcan ). IRC kullanan hala varmış ! ben dahil bir başkası çıkınca çok sevindim. Mod formatı Midi formatı derken kendimi sürekli yaptığı işleri daha fazla duyurması hususunda ısrar ederken buldum, arkadaşım umarım sıkmamışımdır seni :).

İrili ufaklı notlarıma gelecek olursak;

  • Merve sağolsun fotoğraflarımızı çekti ve Twitter’da paylaştı.
  • Ufak bir detay Apple masaya ağırlığını koymuştu ! 🙂 2nci Android ve Eminim tek Windows Smartphone kullanan bendim 🙂
  • İçimden keşke diğer İstanbul ve Ankara grupları ile skype üzerinden görüşseydik diye geçirdim.
  • Uzundan ziyade daha şişman iç içe masalara ihtiyacımız var 🙂
  • Starbucks’da olsaydı çok sevinirdim ben çok seviyorum Nero ve Starbucks’da toplaşmayı.
  • Daha önce yaptığım her toplantıda Starbuck’ın ilk içecekleri ücretsiz verdiğini hatırlatmak isterim ( öncesinde biraz konuşmak gerek tabi ).
  • Herkesin kartvizit dağıtabilmesi iyi olurdu sosyal medya dışında bu arkadaşlarla tekrar iletişim kurmam zor olabilir.
  • Çok hoşlandığım şeylerden biri kartvizitlerin tartışılması oldu, şu diyalog kulaklarıma takılmış “Arkadaş seninki çok ince aa seninkide ince daha kalın olmalı” 😀

 

Sonuç olarak en kısa süre kalabilen yegane şahıs olarak ben çok ama çok memnun ayrıldım masadan. Gezegen toplantısı farklı sektörlerden insanları buluşturmak ve networking yaratmak gibi konularda başarılı olacağa benziyor. Uzun süredir eksikliğini hissettiğim İzmir algısı ise beni ayrıca mutlu etti.

Bir sonraki görüşmeyi iple çekiyorum ve umuyorum bu sefer gelemeyen arkadaşlar da katılacak, gelen ve katılım gösteren arkadaşlar ise ortamın güzelliğinden olsa gerek daha kalabalık katılım göstereceklerdir.

Son olarak katılımcıların twitter listesi aşağıdaki gibi;

 

Yeniden düzenleme :

  • Ufak değişiklikler.
  • Müge aslında Merve imiş, sahi Müge kim ?

 

Şu son günlerde …

Emrah TOY

Tarih : 05-02-2011
Kategori : Güncel Yazılar, Kişisel, Yaptığım işlere dair

0

Yorum

İzmir’e geldim bir süredir burada kalıyorum. Dolayısıyla eski arkadaşlarımla tekrar görüşme fırsatı yakaladım. Görüşmeyeli çok şey değişmemiş :).

Video ve Ses ile ilgili çalışmalarım hareketlenecek gibi.

Evren ile videoyun.com hakkındaki düşüncelerimi paylaştım. Video kanalı oluşturma konusunda ve Blog’dan ziyade bir kanal haline gelmek hakkında birşeyler deneyeceğiz yakında. Yine videoyun.com daki videolar için jingle projeleri üretmeye başladım. Herşey yolunda giderse arkadaşım Umut hoş bir jingle hazırlayacak. Ben de deneme kayıtları alındıkdan sonra video düzenleme ile denemelere son vermiş olacağım. Hayırlısı.

Sosyal mecra ve firmaların bu mecrada varolma savaşları hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyorum.

Keskinoğlu’nun yeni projesi hakkında çalışmalara başlarken. Daha önce herhangi bir projede ihtiyaç duyulmadığı kadar sosyal mecralarda boy gösterme gerekliliği doğdu. Bu konu hakkında sunum hazırlarken doğru bildiğim yanlışları farkettim. Yenilikleri, denenmiş uygulamalardan çıkarılan dersleri bir bir inceleyip bilgilerimi tazeleme fırsatı buldum.  Zamanla bu konuda yazılarım olacak.

WordPress tasarımı işine de bulaştım nihayetinde.

Kendi blogumun tasarımını çok sevmiyordum açıkcası idare etsin diye koyduğum bir tasarımdı. Daha iyi birşeyler ararken bir türlü içime sinecek birşey bulamadım. Amacım sade ve fakat canlı bir tasarım bulabilmekti. Bulamayınca iş başa düştü diyerek bir tasarım yaptım. Friendfeed üzerinde açtığım başlıka yorum yapan arkadaşlar sayesinde bugün tasarım bir yere geldi. Son hali ana sayfa ve içerik sayfasından ibaret, şuradan ve buradan gözatabilir. Şuradaki Friendfeed başlığına yorumlarınızı yazabilirsiniz ( Blogumdaki yorum bölümü de emrinize amade ).

İnternet üzerinden reklam aracılığı ile müşterilerine ulaşan bir şirket, reklam/müşteri performansını nasıl arttırabilir ?

Konuyla ilgili olarak tek birim halinde olan bir şirket grup şirket yapısına  geçerek uzmanlığına göre ayrılmış birimlere bölünüyor. Aynı reklam/müşteri potansiyelinin devam etmesi artık pek mümkün görünmüyor hatta her birimin performansının arttırılması hedefleniyor. Dolayısıyla bu konuda hakkında çalışılmayı hak ediyor ve iş listemde yerini alıyor. Reklam konusunda Google’ın kendi kaynakları çok güzel daha önce okumayanınız varsa mutlaka okusun derim ( Şuradaki PDF dosyası ( ingilizce ) giriş seviyesinde işinizi görebilir ). Tabi iş Google ile sınırlı değil, sosyal mecraların da müşteri potansiyeli pastasından pay almak kaçınılmaz bir gereklilik. Çalışmalar devam ediyor gelişmeler oldukça aktarmaya devam edeceğim.

Yalnızlık zor zanaat velakin muhabbette ihtisas gerekmez 2 kelama kurban olmak için.

Son dönemde yalnızlık benim için mucadele etmesi zor bir hal aldı. Bir anda olmadı tabi uzun süredir devam ediyor ve giderek hayatıma yayılmaya başladı. Daha önce 2 kelimenin değerini anlamaya bu denli yakınlaştığımı hatırlamıyorum. Evde bir nefes olması gibi ihtiyaçların orta yaşın daha üzerindeki kişilere has olduğunu zannerdim. Öyle değilmiş. Şimdi bu konuda da birşeyler yapmak gerekiyor ve nihayetinde sıkılanınız varsa ” araman yeter, kahveyi bahane etmeye hazırım” diyorum. Okuduğum son kitapta da yalnızlığımın sebebi varsayabileceğim bazı donelere rastlamış olmak çok ilginçti. Kitapda bahsi geçen bir kısımla ilgili iş yaşantımdaki bir anektodu önceki blog yazımda paylaşmıştım, “ İş ortasında sohbet etmeye ihtiyaç duymak “.

Son olarak son günlerde sıklıkla dinlediğim bir şarkıyla bu yazıyı bitirmiş olayım. ( Grooveshark hizmeti kullanıldığı için dinleyemiyor olabilirsiniz, eminim dinlemek için bir yol bulabilirsiniz. )

Just Hold Me – Maria Mena ( Apparently Unaffected ) – GrooveShark Link